Satarsin gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yogurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalisirsin el kapisinda, anani aglatani
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!
Sen dogar dogmaz dikilirler tepene,
isler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
degirmenleri,
büyük hürriyetinle parmagin sakaginda düsünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!
Basin ensenden kesik gibi düsük,
kollarin iki yaninda upuzun,
büyük hürriyetinle dolasip durursun,
issiz kalmak hürriyetiyle hürsün!
En yakin insaninmis gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika’ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!
Yapisir yakana kopasi elleri Valstrit’in, günün birinde, diyelim ki,
Kore’ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!
Bir alet, bir sayi, bir vesile gibi degil insan gibi yasamaliyiz dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asilmak hürriyetinle
hürsün
Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatinda, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.
Bu hürriyet hazin sey yildizlarin altinda.
1951
Nazım Hikmet Ran